Herkes
bekliyor muydu bilinmez ama, bu sabah güneş yine her zamanki gibi ufkun
altından yükselmeye başlamıştı, ısı ve ışınları bereketli topraklar üzerine
kurulmuş kibrit kutusundan farksız binlerce beton yığınının üzerine düşüyordu.
Sıkı
sıkıya örtülmüş perdelerin arasından geçerek yerine göre sidikliye, yerine göre
güzele vuran güneş, penceresi doğuya bakan her odayı tek tek üşenmeden ziyaret
ediyor, yataklarında uyuyanların alınlarına birer buse konduruyordu.
Ama
yaptığı bu ziyaretlerin hiç birisinde ayrım yapmıyor herkesi neşeyle kucaklıyor
ve kimin güzel kimin sidikli olduğunu da insanlar gibi ifşa etmiyordu...
Güneşiniz
ve neşeniz bol olsun, bu sabah ve her sabah...