Sayfalar

1 Ağustos 2014 Cuma

Karya Kraliçesi:Okudum Bitti...

Kitap Hakkında:

Adı: Karya Kraliçesi

Yazar: Funda Kalaycıoğlu

Sayfa Sayısı: 400

Boyut: 14 x 21 cm

Yayınevi: Destek Yayınları

Basım Tarihi: İstanbul, 2000

Kağıt Türü: 2.Hamur ciltsiz
Satış Ücreti: 22 TL
Değerlendirmem: %70
Ne Buldum: Halikarnas bölgesi tarihi hakkında bilgi sahibi oldum

Yazar Hakkında:
1956 yılının aralık ayında Çamlıca’da bahçe içinde bir evde doğmuştur.
Babasının memur olması sebebiyle iki yaşındayken Ağrı’nın Taşlıçay kazasına, bir müddet sonra oradan da Ünye’ye taşınmıştır.
1973 yılında İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesine giren Kalaycıoğlu 1977 yılında finans bölümünden dereceyle mezun olmuştur.
Son sınıfta başladığı lisansüstü kurlarından sonra doktora kurlarını da tamamlayıp, yeterlilik sınavını vererek doktora tezini hazırlamıştır.
Ancak iş yaşamıyla akademik kariyer çalışmalarını bir arada yürütemeyen Kalaycıoğlu 1984 yılında doktora çalışmalarını yarıda bırakmıştır.
On beş yıl boyunca birçok büyük firmada finansal yöneticilik görevinde bulunmuştur. 
Cankut adında bir oğul dünyaya getirdikten sonra ise kendini biraz daha çocuğuna ve evine vermiştir.
İyi bir okuyucu olan Kalaycıoğlu yazmaya Nüveyre isimli kitabı ile başlamıştır. Bu kitabı yazarken yaptığı derinlemesine araştırmalar aslında diğer kitaplarına da kaynak oluşturmuştur.
Şu sıralarda Hasankeyf’in Karları isimli kitabını okuyucularıyla buluşturmak üzere yoğun bir çalışma içindedir.
  
Diğer Eserleri:
Nüveyre
İçimdeki Yabancı
Bir Derya Öyküsü Adalı
                                                     Konusu Arka Kapaktan:
Karya'nın yüce kraliçesiydi o... Görevleri, tacı ve hükmetmek zorunda olduğu bir ülkesi vardı. Tacı elinden alınıp başkenti Halikarnas'tan uzaklaştırıldığında geri döneceğine yenim etmişti. Yeminini tuttu! Fakat ne pahasına...
İki ölümsüz varlığa bağlamıştı tüm yaşamını; Sevgili kenti Halikarnas ve Zeus'un oğlu Büyük İskender... Asya'nın Kralı! Ömrünü bu iki sevgili varlığa asla sahip olunamayacağını öğrenerek tüketti, bitirdi. Yüce Tanrı Kraliçe olarak ağlayamazdı. Diğer ölümlüler gibi gönlünün peşinden gidemez, onlara özgü zayıflıkları olamazdı. Fakat Yüce Tanrıları ona öğrettiler.
“Halikarnas’ın Gizemi,” Karya Kraliçesi Ada’yla Asya’nın Kralı Büyük İskender’in bin yılların karanlıklarına gömülmüş olan ve ne yazık ki yeterince bilgiye sahip olamadığımız aşklarının, tarihi gerçekler ışığında kurgulanmış öyküsüdür. 



Kitap Hakkındaki Yorumum:
Bu kitabı geçen yıl Kitap Fuarı’nda dikkatimi çektiği için almıştım. Tarihi roman oluşu, üstüne üstlük olayların geçtiği mekânın ülkemiz toprakları üzerinde geçiyor oluşu, buna bir de kitabın yazarının yerli bir yazarımız oluşu eklenince alınmayı ve okunmayı hak ediyor diye düşündüm. Aradan aylar geçmesine rağmen kitabı okumak ancak bu günlere nasip oldu.
Kitabı almakla ne kadar iyi karar verdiğimi okuduktan sonra daha iyi anladım ve kendimle bu seçimimden dolayı gurur duydum:) 
Bilindiği üzere üzerinde yaşadığımız ve Anadolu dediğimiz bu verimli, sulak ve cennet köşesi topraklar tarih boyuncu insanlığın ilk dönemlerinden itibaren farklı ve büyük medeniyetlere de ev sahipliği yapmıştır. İşte yazarımız Kalaycıoğlu da Halikarnas (Bodrum) üzerinde yaşamış Karyalıları ve onların muhteşem kraliçeleri Ada’nın yaşadıklarını harika bir tarih romanı olarak kaleme almış ve ortaya enfes bir kitap çıkartmış. Kitap içerisinde yaşanan bazı olaylar absürt olsa da (evlilikler gibi) bu geleneklerin o toplumda geçerli olabileceğini tasvip etmesem de kabul etmek durumundayım.
Neyse bir an içsesim bu konuda benimle fikir mütalaasına girmek istese de bunu başka bir zamana bırakmasını söyledim.

Şimdi kitapta ne var ne yok ona bakalım: 
Pers krallığına bağlı bir satrap olarak ülkesini babası Hekeotomnos ölümünden sonra kız kardeşi Artemis’le evlenerek yöneten Mousollos güçlü ve sevilen bir kraldır.  Küçük kız kardeşi Ada ise onların kanatları altında mutlu bir hayat sürmektedir. Aradan geçen zaman içinde serpilip gelişir ve alımlı genç bir kız olur. Bir gün bu ülkeyi yönetmeyi ise içten içe hep istemektedir. O gün çok sürmeden gelmiştir, zira ağabeyinin ve ablasının ani ölümleri bu fırsatı sunmuştur ona.
Lakin bu o kadar basit değildir. Omuzlarında hissettiği sorumluluk ağırdır. Diğer ağabeyi İdrieus ile evlenerek ülkeyi onunla birlikte yönetmeye başlar.  Fakat şanssızlık Ada’nın yakasını bir türlü bırakmaz ve eşi İdrieus’un ölümünün ardından tek başına kalır ve Karya’nın Kraliçesi olur.
Bu durumu çekemeyen diğer kardeşi Piksodaros’un gizliden gizliye yürüttüğü planı sayesinde Ada Alinda Kalesi’ne sürgüne gönderilir. İhanete uğramıştır. Ama sabırla öcünün alınacağı anı da beklemeye başlar. Alinda Kalesi’ndeki yaşamı sırasında siyasal ve askeri gelişmeleri yakından takip ederek, kurmuş olduğu Perslere özgü haberleşme sistemi sayesinde tüm gelişmelerden zamanında haberdar olmuş ve bu yolla kendi kaderini ve Karya’nın kaderini değiştirmeyi başarmıştır.
Ama Krallığını ve halkını Büyük İskender ve ordularına karşı koruyabilecek midir?
Krallığının akıbetini ve Karya Kraliçesi Ada’nın dâhiyane askeri ve siyasi planını merak ediyorsan okumalısın… 
Bu arada yazarın “Hasankeyf’in Karları” adlı kitabının çıkmasını ve elime alıp okumayı sabırsızlıkla bekliyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder