Sayfalar

15 Eylül 2014 Pazartesi

Su Hayattır

 Günümüzün en önemli sorunlarından bir tanesinin çevre sorunu olduğuna inanıyorum. İnanmasına inanıyorum da ama maalesef çevre sorunları hepimizi ilgilendiren bir gerçek olduğu halde, herkes aynı bilinç ve duyarlılıkla hareket etmiyor. Yaşadığımız şu güzel dünya her geçen gün biz insanlar tarafından daha çok kirletilmekte, yeryüzündeki hava su ve tabiat gibi doğal kaynaklar da hızla tüketilmekte. Bir yandan tabiatı tahrip ederken, diğer yandan da tabiatta yaşayan canlı türlerini yok etmekteyiz. Bu sebepledir ki dünyanın dengesi her geçen gün bozulmaktadır.
Oysa bilmeliyiz ki hava ve su olmadan yaşayamayız. Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar için hayati önem taşıyan iki önemli değerdir hava ve su. Ülkemizin güney kesimlerinde kuraklık yaşanırken, kuzey kesimlerinde seller ve buna bağlı olarak toprak kaymaları yaşanmakta; bu dünyanın birçok bölgesi içinde geçerli bir durum.
Dünyamızın %75’i su dur. Bu suyun da %97’si de maalesef tuzlu sudur. İçme suyu olarak kullanılabilecek olan tatlı suyun oranı ise sadece yaklaşık %3 gibi küçük bir rakamdır. Hal böyle iken sanayi atıklarının, kanalizasyon sularının göl ve nehirler gibi tatlı sularımıza ve yer altı su kaynaklarımıza karışması karşısında duyarsız kalmamalıyız. Bu en basit tabiri ile bindiğimiz dalı kesmek demektir. Önümüzdeki gelecek günlerde içeceğimiz suyu bile bile bu şekilde kirletmek ya da kirletilmesine göz yummak insan olarak yapacağımız en büyük hata olsa gerek.

Mp3 çalarımız veya duvar saatimizde kullandığımız bir adet pili enerjisi bittikten sonra çevreye bilinçsizce attığımızda bunun 600 bin litre suyu ve 4 metre kare toprağı kullanılamaz hale getirdiğini düşünürsek, işin ciddiyetinin hangi boyutta olduğunu daha iyi anlayabiliriz diye düşünüyorum.

Hayatın kaynağı olan suyu, canımız kadar aziz bilip bunu idareli kullanmak mecburiyetindeyiz. Aksi durumda, ülkemizde de ciddi su sıkıntılarıyla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olacaktır.
Birkaç gün evvel bir haber kanalında Yalova şehrimizin 2 günlük kullanma suyu kaldığı haberini duyunca içim burkuldu. Bir başka şehirden getirilecek olan pompa ile barajda kalan son damla suyun da pompalanarak borulara aktarılacak olması bilgisi ise gelecek günlerimizin karanlık olduğu habercisi gibiydi adeta.


Yüce Allah’ın biz insanlara bahşettiği nimetlerin en önemlilerinden biri olan suyun israfından kaçınmak yeryüzünde yaşayan tüm insanların en önemli görevlerinden birisi olmalıdır.
O halde gelin şimdi tedbir almak için neleri yapmamız gerektiğini madde madde hatırlayalım.
Bazılarınızın bunları biliyoruz dediğini duyar gibiyim. Olsun ben tekrar hatırlamak ve hatırlatmak istiyorum.

Hayati öneme sahip suyun korunması gibi önemli bir konuda bilgilerimizi, bildiklerimizi tekrar etmekten zarar gelmez. Ayrıca bunları sadece bilmek de yetmez; uygulamaya geçirmemiz lazım. Çocuklarımızı yetiştirirken onlara da bu bilinci aşılamamız lazım.



Aklıma gelen israftan kaçınma örneklerinden birkaçını şöyle sıralayabilirim:
-  Evde, okulda, iş yerinde boşa akan çeşmeleri    kapatalım.
- Bozuk musluklarımızı mutlaka tamir ettirelim.
- Diş fırçalarken veya tıraş olurken muslukları açık bırakmayalım.
- Araçları bahçe hortumu kullanarak            yıkamayalım. Bir kova su alıp onunla yıkayalım.
- Çamaşır veya bulaşık makinesini tam dolu iken çalıştıralım.
- Bahçesi olanlarımız bitkilerimizi sabah serinliğinde buharlaşmanın minumun olduğu saate        sulayalım.
-  Tuvalet sifonlarını gerekmedikçe çekmeyelim.
Su hakkında yıllar önce yazdığım bir dörtlüğü de yeri gelmişken burada paylaşıyorum.


SU HAYATTIR

Evveli buz olan sevgiyle damla olur
Gökten ince ince süzülür bir sevda olur
Gönül gözünde birikir bin damla olur
Kalplerden sızarak akacak bir yol bulur da
Birleştikçe büyür büyür bir derya olur.

- Yaşar SALDIK 19.03.2006 17:23 -

Son olarak şunu söyleyebilirim.  Su kaynaklarımızı kirletmeyelim. Kirletenleri uyaralım.
Âlemlerin Rabbi yüce ALLAH’a bize verdiği bu eşsiz ve paha biçilmez nimet için şükrediyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder